Son günlerin popüler konusu Emeklilikte Yaşa Takılanların kısaltması EYT birçok insan için hayati önem taşımaktadır. Bilindiği üzere 8 Eylül 1999 tarihine kadar çalışan kişiler prim günü ve sigortalılık süresi şartları bakımından emekli olabiliyorken buna yaş şartının eklenmesi sebebiyle emekli olamamışlardır. Bu kişilerin yaşadığı sorun Emeklilikte Yaşa Takılanlar yani EYT’liler olarak adlandırılmaktadırlar. Bu bağlamda sigortalılık süre başlangıcı 9 Eylül 1999 tarihinden önce olanlar bu kapsama girmektedir. Bu kişiler kendileri için hala kanunlaşmamış olan bir düzenleme beklemektedir. Peki bu düzenlemeden sonra EYT’ye başvuru şartları nasıl olacaktır?
- İlgili kişinin 8 Eylül 1999 tarihinden önce sigorta kaydının bulunması,
- İlgili kişi 4/1-a’lı(Eski Kanununa göre SSK’lı ise)5000 günlük prim ödemesinin tamamlaması, ilgili kişi 4/1-b’li(Eski Kanununa göre Bağkur’lu ise) erkek ise 9000 günü kadın ise 7200 günü tamamlaması,
- İlgili kişi kadın ise 20, erkek ise 25 yıl sigortalılık süresini doldurması gerekmektedir.
EYT kapsamında öngörülen düzenlemelere göre yukarıdaki şartları sağlayanlar Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurarak emekli olabilecektir. Düzenlemenin yakın zamanda çıkması beklenmektedir. Ancak yaş şartını sağlamasına rağmen kuruma işçinin geçmişte çalışmış olduğu işyeri tarafından eksik bildirim yapılması halinde işçi öncelikle kuruma başvurarak bu durumun düzeltilmesini talep edebilir ancak kurum tarafından bu talep kabul edilmezse iş mahkemelerinde hizmet tespit davası açılarak bu sorunun önüne geçilebilecektir.
Zira Yargıtay bir içtihadında; “Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa’nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasa’da yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin , çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun’un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun’un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği açıktır.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Somut olayda,davacı adına düzenlenmiş sigortalı işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesi ve bir kısım çalışmaların bildirilmesi nedeniyle davacının çalıştığını iddia ettiği 03.01.2000 ile 01.05.2003 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı kanıtlanır ise kesintisiz çalışılan sürenin tamamı yönünden davacının talebi hakdüşürücü süreye uğramayacaktır.İşe giriş bildirgesi verilmiş ve öncesine ait blok çalışma iddiası vardır.İsteğe bağlı sigortalılık tek başına hak düşürücü süre için kabul edilebilecek bir neden değildir. Bu nedenle işin esasına girilerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.” (Yargıtay Kararı – 21. HD., E. 2012/21579 K. 2013/23242 T. 9.12.2013) Şeklinde ifadelere yer vererek sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü sürenin işlemeyeceği ifade edilmiştir. Bu kapsamda eksik çalışmalar iş mahkemesinde açılacak dava ile ispatlanabilecek olup bu dava sonucunda ilgili kişi şartları karşıladığı takdirde EYT düzenlemesi kapsamında emekli olabilecektir.